Cariyelik / seks köleliği kurumu, hadisler, esbab-ı nüzuller gibi şeytani öğretilerler Kuran'ın anlamına da sızmıştır. Klasik tefsirlere baktığımız zaman, seks köleliğinin zaman içerisinde Kuran'ın anlamına sokuşturulduğunu görebiliriz. Aşağıda, çeşitli tefsirlerde seks köleliliğinin meşru gösteren örnekler gösterilmiştir.


Dikkat!

Bu tefsirleri doğru olduğunu düşündüğümüz için paylaşmıyoruz. Yaptığımız alıntılar içinde bize göre Allah'ın kitabına atılan iğrenç iftiralar vardır. Bunları, bu tefsir kitaplarında ne tür iftiraların olduğunu göstermek için paylaşıyoruz.


Nisa Suresi 24. ayet günümüzde nasıl anlaşılıyor?
Hakim gelenek seks köleliği kurumunu İslam'a sokmak için Nisa suresi 24. ayetin anlamında zincirleme tahrifatlar yapmıştır. Konuya, Diyanet İşlerinin bahsedilen ayetin baş tarafının çevirisi ve tefsiri (açıklaması) ile başlayalım

Nisa Suresi 24. ayet Diyanet İşleri çevirisi


(Savaş esiri olarak) sahip olduklarınız hariç, evli kadınlar (da size) haram kılındı. (Bunlar) üzerinize Allah'ın emri olarak yazılmıştır. Bunların dışında kalanlar ise, iffetli yaşamak ve zina etmemek şartıyla mallarınızla (mehirlerini verip) istemeniz size helal kılındı...

Diyanet İşleri tefsiri


Evlenme manileri sayılırken zikredilen “muhsan kadınlar”dan maksat evli kadınlardır. Bu âyetle –Cahiliye devrinde bazı durumlarda câiz görülen– birden fazla erkekle evli olma âdeti kaldırılmış, bir kadının ancak bir erkeğin nikahı altında bulunabileceği ve yalnızca onunla karı-koca hayatı yaşayabileceği hükmü getirilmiştir; yani İslam’da çok kocalılık câiz değildir.

“Ellerinizin altında olanlar müstesna” cümlesiyle câriyelerin kastedildiği noktasında görüş birliği vardır. Köleliğin yaygın biçimde uygulandığı eski toplumlarda varlığı kaçınılmaz olan efendinin câriyesiyle cinsel ilişkisi (istifraş) konusu, İslam alimlerince –kölelik statüsünün realiteleri, nesep hükümleri ve İslamiyet’in köleliği azaltma ve tedricen ortadan kaldırma hedefi ışığında– belirli kurallara bağlanmaya çalışılmıştır...


Görüleceği üzere, hakim görüşü çeviri ve tefsirine aynen yansıtan Diyanet İşleri, ayette geçen "muhsanat" ibaresini evli kadın, "ma meleket eyman" ibaresine ise "ellerinizin altında olanlar" diye yorumlamış ve ellerinin altında olanlarla da cariyelerin kastedildiği noktasında görüş birliği olduğunu söylemiştir.

Oysa bu bilgi doğru değildir! Tefsirlerin zaman içerisindeki değişimine bakılırsa, bu ayete verilen anlamların tarih boyunca değiştiğini görebiliriz.

Bilinen en eski tefsirde durum ne?

Elimize geçen bilinen en eski tam tefsir, M. 767 yılında (Rasul'ün ölümden 135 yıl sonra) ölen Mukatıl b. Süleyman'a ait Tefsir-i Kebir isimli eserdir. Bu eserde Mukatıl, Nisa Suresi 24. ayeti cariyelik ile ilişkilendirmemiştir!


Maalesef Mukatıl b. Süleyman'ın tefsirinin Türkçe çevirisinde ilgili ayetin çevirisi sağlıklı olmadığı için, Arapçasından alıntı yapacağız.

Nisa Suresi 24. ayet Mukatıl b. Süleyman tefsiri


{وَٱلْمُحْصَنَاتُ مِنَ ٱلنِّسَآءِ}

Kadınlardan muhsan olanlar

يعنى وكل امرأة أيضاً فنكاحها حرام مع ما حرم من النسب والصهر

Yani her bir kadının nikahı da, akrabalık ve evlilik yönünden haram kılınan kadınlar gibi haramdır. (Bir önceki ayete atıf yapıyor)

ثم استثنى من المحصنات

Sonra (Allah) muhsan kadınlardan istisna etti

فقال سبحانه: {إِلاَّ مَا مَلَكْتَ أَيْمَانُكُمْ}

Dedi ki: Ma meleket eymanlarınız hariç:

من الحرائر مثنى وثلاث ورباع

Hür kadınlardan ikişer ikişer, üçer üçer ve dörder dörder (bu ibare ile de, Nisa Suresi 24. ayet ile Nisa suresi 3. ayet arasında ilişki kuruyor)


Mukatıl b. Süleyman bu ayette geçen "ma meleket eyman" ibaresini, evlenilen kadınlar olarak anlamıştır, "cariye, özel olarak da savaş esiri kadın" olarak değil! Bunu vurgulamak için de özel olarak ma meleket eymanın hür kadınlardan olduğunu yazmıştır.

Özel bir tefsir: Taberi
Mukatıl b. Süleyman'dan ~150 yıl sonra (M. 923) ölen Taberi, "Cami'ul-beyan an tevili anil-Kuran" isimli tefsiri ile tanınmıştır. Bu tefsirin özelliği peygamber, sahabe (peygamberin arkadaşları), tabiin ve tebe-ut tabiinden (sonraki ve bir sonraki nesiller) ayetlere dair gelen ulaşılan tüm rivayetleri nakletmeye çalışmasıdır.

Kısaca, Taberi tefsirini okuyan biri, Taberi zamanında bahsedilen ayetle ilgili pek çok rivayete ulaşabilir.

Nisa Suresi 24. ayet Taberi tefsiri


Ayette geçen muhsanat ve ma meleket eyman ibareleri ile kimlerin kastedildiği konusunda ihtilaf vardır.

a) Abdullah b. Abbas, Ebu Kılabe, İbn-i Zeyd ve Mekhul'e göre bu ayette geçen muhsanat sözcüğü ile evli ve esir düşmeyen kadınlar kastedilmiştir ki, bunlarla evlenilmesi haramdır. Ma meleket eyman ise, evli osalar bile düşmandan ganimet alınan kadınlardır.

b) Abdullah b. Mesud, İbrahim en-Nehai, Said b. el Müseyyeb, Hasan-ı Basri, Ubey b. Kab, Cabir b. Abdullah ve Enes b. Malik'ten nakledilen görüşe göre muhsanat evli kadın, ma meleket eyman ise cariyedir. Cariyenin satılması onun boşanması anlamına geleceği için, onun satın alınması boşanması anlamına gelir ve cariyeyi satın alan kişi onunla ilişkiye girebilir.

c) Abdullah b. Abbas, Ebu Aliye, Ubeyde es-Selmani, Tavus, Said b. Cübeyr, Ata, Süddi'den rivayet edildiğine göre burada muhsanat ile iffetli kadınlar, ma meleket eyman ile kişinin nikah akdi yaparak evlenebileceği kadınlar kastedilmiştir.

d) Ebu Said el Hudri'ye göre buradaki muhsanattan maksat, evli olduğu halde müşrik kocalarını terk edip hicret eden mümin kadınlardır.

e) Abdullah b. Abbas ve Mücahid'in bu ayeti anlayamadıkları da rivayet edilmiştir.


Taberi, tefsirinde bu ayetle ilgili ihtilaf olduğunu belirtmiş ve değişik görüşler nakletmiştir. Günümüzde kabul edilen görüş, yani bu ayetin savaş esiri kadınlara tecavüzü serbest bıraktığı görüşü de bunlardan biridir ancak tek görüş değildir.

Abdullah b. Abbas ve Ebu Said el Hudri gibi, kendinden en çok hadis nakledilen sahabelerden ikisinden gelen çelişkili görüşler özellikle dikkat çekmektedir.

Aklı ön plana çıkaran Zemahşeri
M. 1.144 yılında ölen Zemahşeri, mutezile mezhebindendir ve Keşşaf isimli tefsiri ile tanınır.

Nisa Suresi 24. ayet Zemahşeri tefsiri


...(ele geçirdikleriniz müstesna) ifadesiyle, Müslümanların ele geçirdiği esir kadınları kasdetmektedir. Aslında bunların küfür diyarında eşleri vardır ancak bu halde bile Müslüman savaşçılara helaldirler.

Ünlü Emevi Şairi Ferezdak'ın şu şiiri de bu manadadır:
Evli kadını mızraklarımız bize helal kıldı.
Onunla beraber olmak için boşanması gerekmez.


Aklı ön planda tutması ile bilinen Zemahşeri'nin, Keşşaf isimli tefsirine bu ibareleri alırken, bu hükümlerin Kuran'ın temel ilkelerine aykırı olduğunu görememesi ilginç.

Beydavi Envarü't-tenzil ve esrarü’t-tevil
M. 1.286 yılında ölen Beydavi'nin Envarü't-tenzil ve esrarü’t-tevil isimli tefsirinden alıntı

Nisa Suresi 24. ayet Beydavi tefsiri


Kafirlerden savaşta esir olarak alınan evli kadınlar, cariye şeklinde verildikleri kimselere helal olurlar. Kölelik sebebiyle nikahları ortadan kalkmıştır.


Sosyal adaleti ön planda tutan Seyyid Kutub
M. 1.966 yılında ölen Seyyid Kutub'un Fi Zilalil Kuran isimli tefsirindan ilgili ayetle ilgili açıklaması.

Nisa Suresi 24. ayet Seyyid Kutub tefsiri


Yüce Allah, nikahlanması yasak olan kadınları anlatırken "Evli kadınlar ile evlenmeniz haramdır" buyurarak nikahlı kadınların "İlişki kurulması yasak" kadınlar olduklarını belirtiyor.
.
.
.
Buradaki istisna İslam uğruna cihad etmek amacı ile girişilmiş savaşlarda esir olarak alınmış cariyeler ile ilgilidir. Bu kadınlar, müslümanlar için "Darü'l-Küfr" ve "Daru'l-Harb" olan kendi yurtlarında evlidirler. Fakat yurtları ile ilişkileri kesilince oradaki kafir kocaları ile ilişkileri kopar ve artık korumasız, serbest kadınlar haline gelirler. Bunların İslam yurdunda da kocaları yoktur. Bundan dolayı rahimlerinin boş olduğunu anlamak için bir defa âdet görmeleri yeterlidir. Böylece hamile olmadıkları meydana çıkmış olur. Bu durumda eğer müslüman olurlarsa nikahlanmaları helal olur. Bunun yanısıra ister müslüman olsunlar ister olmasınlar esir paylaşımı sırasında payına düştükleri müslüman savaşçı arada nikah sözleşmesi olmaksızın cariye sıfatı ile bunlarla cinsel ilişkide bulunabilir.